Cevdet Akay: “Alınan borçlarla faiz ödeyip anaparayı düşürmemiz, bütçeyi rahatlatmamız, bütçe açığını azaltmamız, disiplini artırmamız lazım…
CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay, TBMM Plan ve Bütçe Kurulu’nda yaptığı konuşmada, “Elbette borç alınıp kullanılacak ama borç verimli alanlarda kullanılmalı, istihdamı artıran, yatırımı artıran alanlarda kullanılmalı” Hem ihracatı iyileştirmeliyiz, yani net borçlanma geliri yaratmalıyız.Bu borçlanmalarla hem faizi ödeyip anaparayı düşürmemiz, hem bütçeyi rahatlatmamız, bütçe açığını azaltmamız hem de disiplini sağlamamız lazım” dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Kurulu 2024 bütçe görüşmeleri devam ediyor. Komisyonda bugün Hazine ve Maliye Bakanlığı ile bağlı kuruluşların bütçe, kesin hesap ve Sayıştay raporları görüşülüyor. Toplantılarda konuşan CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay şunları söyledi:
“Bugün genel bütçenin hem genel bütçe hem de özel bütçe açısından en değerli bütçesi olan Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesine ilişkin bazı tespitlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Nitekim Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın yani 4 trilyon 564 milyarlık bütçesi genel bütçenin yüzde 38’i kadardır.” “Bu 11,9 trilyonluk bütçeye tekabül ediyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı gibi bir bütçenin bu büyüklüğe sahip olması elbette normal. Şu anda bütçenin neredeyse yarısını tartışıyoruz ama burada anormal olan ne?” yani faiz giderlerinin bu bütçe içindeki payı ise şöyle: Hesapladığımızda 2024 yılı için yaklaşık 1 trilyon 251 milyar, yani yüzde 27’ye denk gelen tahmini bir faiz giderinden bahsediyoruz. Genel bütçenin yani kamu harcamaları ve vergi gelirlerinin toplamının yüzde 10’u. Bütçe açığı açısından karşılaştırdığımızda 2 trilyon 654 milyarlık tahmini bütçe açığının yüzde 48’ine tekabül ediyor. Bu bir rakam değil. sürdürülebilir durum.
“HEM ALDIĞIMIZ BORÇLA FAİZİ ÖDEYECEĞİZ, HEM ANASAYFAYI AŞAĞIDAKİ, BÜTÇEYİ GEVŞETMEMİZ, BÜTÇE AÇIĞINI AZALTMAMIZ VE DİSİPLİNİ SAĞLAMAMIZ GEREKİYOR”
Bu bütçenin en önemli sorunlarından birinin hem borç ödemeleri hem de faiz açısından bir sarmala girmesi, yani borç yükünün yüksek olması olduğunu konuşmalarımda hep dile getirdim. Oransal olarak baktığınızda standartlara göre makul oranlarda olsa da bütçe büyüklüğüne baktığımızda benden önceki konuşmacıların da söylediği gibi her zaman vadesi gelen anapara, borç ve faiz ödemelerinin yeniden finansmanı, yenilemedir. az önce belirttim – 100 milyar dolarlık bir ödeme yapmak için 170 milyar dolarlık yeni bir borç. ihtiyaç doğar. Bunun için ne yapmamız gerekiyor? Elbette borç alınacak ve kullanılacak ama borcun verimli alanlarda kullanılması, istihdamı artıracak, yatırımı artıracak, ihracatı geliştirecek alanlarda kullanılması yani net borçlanma geliri yaratılması gerekiyor. Bu alınan kredilerle faiz ödeyip anaparayı düşürmemiz, bütçeyi rahatlatmamız, bütçe açığını azaltmamız, disiplini sağlamamız gerekiyor. Bu olmazsa olmazdır, bütçede en çok dikkat ettiğimiz kalemlerden biridir.
“MALİYET ENFLASYONUNUN TETİKLENMİŞ OLDUĞU BİR ORTAMDA ENFLASYONLA MÜCADELE’NİN YETERSİZ OLACAĞINI, BU NEDENLE HEDEF ORANLARIN İNDİRİLMEYECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ”
Bütçede ayrıca ‘Makro finansal istikrarın sağlanması’ da yer alıyor. ‘Mali disiplini sağlamak ve yeniden tesis etmek.’ ‘Enflasyonla mücadele.’ Bahisleri var. Elbette enflasyonla ilgili hedeflerimiz bütçede detaylı olarak belirtiliyor, hatta On İkinci Kalkınma Planı’nda da 2028 yılı sonuna kadar yüzde 4,7’ye, yani tek haneye indirileceği belirtiliyor. Uygulamada elektrik fiyatlarında artış görüyoruz, elektrik fiyatları sürekli artıyor. Geçtiğimiz günlerde 1 Kasım’da yürürlüğe girecek bir yasa çıkardık ve gümrük vergisi oranlarını artırdık; işlerde, iplik, konfeksiyon işlerinde, kumaş, dokuma işlerinde. Buradaki pazarı incelediğimizde zaten tekstilciler arasında ayrılığa neden olduğunu göreceksiniz. Bir taraf yerli üreticinin savunulması açısından bu konuda olumlu görüş belirtirken, diğer taraf markalaşmaya engel olacağı için mağazaların kapanmasına bile yol açabileceği endişesini dile getiriyor. Bu da maliyetleri artırdığı için Aralık ayı prestijiyle birlikte fiyatlar genel seviyesi de artacak ve bunun fiyatlara yansıdığını göreceğiz. Yani maliyet enflasyonunun tetiklendiği bir ortamda enflasyonla mücadelenin yetersiz kalacağını, dolayısıyla hedeflenen oranların düşürülemeyeceğini düşünüyoruz. Bu konuda daha radikal tedbirlerin alınması gerektiğini, hem maliye politikasının hem de para politikasının eşgüdüm ve uyum içinde çalışması gerektiğini, uygulamada hata yapılmaması gerektiğini düşünüyorum.
“SİGORTA SİSTEMİNDE BİRİKTİRİLEN FON MİKTARI 683 MİLYAR LİRA OLDUĞUNDAN BU FONLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ GEREKİYOR”
Ve yine bütçe sunumunuzda ihracatçıların finansmana erişimini kolaylaştıracağımızı belirtmiştik. İhracatın artması açısından ihracatçıların finansmana ulaşması elbette çok önemli. Bu doğrultuda reeskont faiziyle ilgili yeni bir düzenleme yapıldı, yüzde 23-24 civarında bir iskonto faizi var. Tabii referans faizi artarak yüzde 35’e ulaştığına göre bu oran yakında artırılacak mı? Bunu merak ediyoruz. Tabii ihracat finansmanı açısından artış yapmadan devam ederse çok iyi olur. EXİMBANK kaynaklı kredilerin yanı sıra ihracatçıların finansmana kolay erişimi sağlanmalıdır. Burada yine bu kolaylığı sağlarken aynı zamanda günlük 3 milyarlık kota ve limit de belirliyorsunuz. Tabii bu sayı arttı, buraya ulaştı ama bu sayı da yetersiz, bunun üçte birini bankalara ayırıyorsunuz. Bu tür kısıtlamalar ihracatçıların önünde engel teşkil ediyor. Burada sigorta müessesesinin de geliştirilmesi gerektiğine inanıyorum. Elbette Sigorta ve Bireysel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurulu Başkanı ve yöneticileri de aramızda. Burada da nasıl geliştirilebilir? İhracatçının EXİMBANK dışında yurtdışı satışlarına yönelik ön finansman imkanlarının geliştirilmesi gerekiyor. Tabii o sunumda “ticari alacakların garanti altına alınması” ve yine “KOBİ’lerin temlik yoluyla desteklenmesi” gibi ifadelerin olduğunu gördüm ama bu rakamların gerçekten yetersiz olduğunu görüyorum. Buradaki sistemin daha detaylı ve doğru bir şekilde yapılandırılması önemli. Bahsettiğiniz emeklilik sistemi de dahil olmak üzere sigorta sisteminde biriken fon miktarı 683 milyar, dolayısıyla bu fonların değerlendirilmesi gerekiyor. Bu tür garantiler yoluyla bunların makul bir yüzdesinin düşük faizle ihracatın finansmanına sunulmasıyla hem sigorta kurumu hem de kurum bir yandan para kazanacak, diğer yandan da ihracatçının finansmanı sağlanmış olacak. Bu konuya da değer vermemiz gerektiğine inanıyorum.
“Emekli ikramiyesinin 15 BİN TL’YE ÇIKARILMASI, MAAŞLARININ ARTIRILMASI, EN AZ 15 BİN TL OLMASI GEREKTİĞİNİ, KÖK ÜCRETE DÖNÜŞTÜRÜLMESİ GEREKTİĞİNİ, BUNUN ÇOK ÖNEMLİ OLDUĞUNU İFADE ETMEK İSTEDİK”
Ve her zamanki gibi ‘Çalışanlarımızı ve emeklilerimizi enflasyona maruz bırakmayacağız.’ Bu çok değerli bir söz, hepimizin canı gönülden istediği bir söz ama uygulamaya baktığımızda hem emeklilerimiz hem de taban ücretlilerimiz gerçekten çok zor durumdalar, yani kıtlık altında ayakta kalmaya çalışıyorlar. yüksek yaşam maliyeti. Emeklilerimizin aldığı ücret yeterli değil, asgari ücret de yeterli değil. Bunu burada hem Yönetim Kurulu’nda hem de Genel Kurul’da defalarca söyledik ve emekli ikramiyesinin 15 bin TL’ye çıkarılması gerektiğini, maaşların artırılması gerektiğini, en az 15 bin TL olması gerektiğini ifade etmek istedik. kök fiyat haline getirilecek ve bu da çok değerli. Gerçekten emeklilerimiz, asgari ücretlilerimiz, çiftçilerimiz zor durumda. İmkanlarını kolaylaştırmamız, satın alma güçlerini artırmamız lazım. Bu konuda işinizin kolay olmadığını elbette biliyorum. Siz bu görevi çok önemli ve sıkıntılı bir durumda üstlendiniz ama bunların kararlılıkla ve doğru bir şekilde ele alınması gerekiyor. Yine Tiryaki Milletvekilimizin de belirttiği gibi gri listeden çıkmanın çok değerli olduğuna inanıyorum. Sabit sermaye yatırımının gelebilmesi için bir an önce gri listeden çıkmamız gerekiyor. Orada 39 kriter karşılandı ama o 1 kriterden dolayı olmadı, Milletvekilimizin açıkladığı gibi nedenini hepimiz biliyoruz. “Bu konuyu bir an önce hayata geçirip, yabancı kaynakları daha düşük maliyetle ve daha uzun vadeli olarak ülkemize kazandırmamız gerekiyor.”